Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ı düşününce, insanın aklına akşam trafiğin yoğun olduğu saatlerde kocasını arayan kadının hikayesi geliyor. "Çevreyolunda çok dikkatli ol" diyor, "Manyağın biri ters yönden geliyormuş." Adam, "Ne demek istiyorsun" diye yanıtlamış, "zaten herkes ters yönden geliyor."
Böyle başlamış David P. Goldman "Erdoğan Çıldırmakta Haklı" başlıklı yazısına takvim sayfaları henüz 18 Eylül 2011'i gösterirken. Yüce Varlık'ın tıpkı serseri bir mayın gibi savrulacağını ta o günden görmüş. İşin kötüsü, tek gören o olmamış, neredeyse görmeyen kalmamış. Ve Erdoğan'ın en büyük talihsizliği kendisini uyaran yandaş bir medyasının olmaması.
Şaşırmayın! Sözcüğü yanlış kullanmadım. Türkiye'de yandaş medya diye bir olgu hiçbir zaman olmadı. Bütün o Başbakan'ın gerisini yalayanların tek umursadıkları şey peşinde oldukları ihalelerdi. "Aman ürkütmeyelim, kumbarayı dolduralım" tasasıyla hareket ettiler. Nihayetinde, RTE'yi girdiği eğik düzlemden hiçbiri çıkarmadı; bırakın, teşebbüs bile etmediler. Gelin Goldman daha neler yazmış, bir göz atalım.
Katliamların birbirini izlediği Suriye'yi, zavallı Yemen'i ve iç savaş sonrası Libya'yı bir kenara koyalım. Mısır ölüyor (vurgu benim). Erdoğan'ın muzaffer tören geçişi Mısırlıları bir an için oyalamış olabilir fakat Arap basınına göre günü kurtaracak kaloriyi tamamlamak en büyük sorun.
Mısır ihtiyacı olan gıdanın yarısını ithal ediyor. Buğday fiyatı tüm zamanların rekorunu kırmış durumda ve halkın çoğu alamıyor. Hükümet güya ekmeği sübvanse ediyor ama indirimli un gitmesi gereken yerler yerine karaborsaya gidiyor; ekmek krizi tırmanıyor. Buğdayın alternatifi olan pirincin fiyatı %60 artmış.
Mısırlıların çoğu resmen aç. Ve giderek daha kötüye gidecek: Ülke her yıl 20 milyar dolar açık veriyor. Bu parayı kim verecek, kendi cari açığı GSMH'nin %11'ine ulaşmış Türkiye mi?
Hazır yeri gelmişken, ABD senatosu mu? Ne kendi dertlerine düşmüş Avrupalılar, ne de bir iki milyar verseler bile Suudiler. Tekrarlayayım: Mısır Somali'yi bile mumla aratacak (vurgu benim).
Arap toplumunun çözülüp dağılması Obama'ya bile saç baş yoldururken Tayyip Erdoğan'ın neler hissettiğini tahayyül etmeye çalışın. Ekonomik büyümesi duvara toslamak üzere, yakın gelecekte, Kürt nüfusun artmasıyla ülkesi bölünecek, İslam dünyasına egemen olma hırsı artık çözüm aşamasını çoktan geçmiş varoluşsal bir krize bodoslama dalmış durumda. Bunlar herkesi delirtir. Türk liderini ilaçlarını kaybetmiş bir hasta gibi görmeyelim, siyasi dürüstlük adına varoluşsal sorunlarla karşı karşıya diyelim.
Erdoğan'ın ne kadar tehlikeli olacağını ısrarla varsaymak kolaycılık olabilir. Örneğin sevgili David Warren onun için "dünya savaşını başlatabilecek adam" diyor. Bu TL'nin daha da çökmesi ve ekonominin ciddi gerilemesine yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
Beni RTE korkutmaz, ama tahminleri tutan adamlardan korkarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder