AKP iktidarının örtülü faşizminin giderek bütün çıplaklığıyla görünmeye başladığının hem içte, hem dışta hemen herkes farkında. Bunu durdurması ya da karşı durması gereken hiçbir demokratik kurum - HSYK, EPDK, YÖK, RTÜK, vb - görevini yapmıyor, yapamıyor. Genel akımın tersine, burada kusurun sistemsel olduğunu iddia ediyorum. Açalım...
Maça başlarken para atışı yapılır, bilirsiniz, biri kaleyi seçiyorsa, diğeri de topu alır ya da o başlar. Oyunun adil olması adına hem kaleyi hem topu alamazsınız. Siyasi sistemimizdeki özerk kurumların işlememesinin temel sebebi de bu: İktidar başkanı seçiyor, yetmiyor üyelerin çoğunu da o atıyor. Örneğin RTÜK'ün başkanını AKP belirledi, üyelerin çoğunluğunu da. Böylece bütün teoride özerk olması gereken kurumlar fiilen iktidar tarafından işgal edildi. AKP değil başka parti olsaydı da sonuç değişmeyecekti.
Bizdeki sözde bağımsız kurumların çalışmamasının yegane sebebi iktidarların iyiniyetine bağlı olması. Sanırım, hep birlikte bu konuda kafa yormalıyız ve oyunu adil hale getirmeliyiz. Başkanı iktidar belirleyecekse, üyelerin çoğunluğunu muhalefet atamalı ya da tam tersi. Belki de bazı kurumların üye seçimi tamamiyle otonom bırakılıp, yalnızca başkanının iktidarın onayına terkedilmesi doğru.
Şu ya da bu olsun demiyorum ama uzlaşma kültürünün hakim olduğu gerçek bir demokrasi istiyorsak kendimizi iktidarların insafına bırakamayız. Devlet aygıtı artık çok güçlü. İletişimden bankacılığa, sağlık verilerinden nüfus kayıtlarına, günümüzün elektronik çağında herşey iktidarın parmaklarının ucunda. Telefon konuşmalarımızdan internette ziyaret ettiğimiz sitelere dek herşey ellerinde ve birey 50 yıl öncesine nazaran hükümet/devlet karşısında çok daha güçsüz, hele bir de AKP gibi gözü kara bir tanesine çattığımızda yandı gülüm keten helva.
Özerk kurumlara son zamanlardaki ilginç vergi denetimleriyle gündeme gelen Maliye'yi de eklemek gerek. İktidarın elinde çok fazla "havuç ve sopa" var ve onları fütursuzca kullanıyor.
YanıtlaSil