Yüce dağların doruklarından damıtılıp süzülen. Ayılar pür gavat, ceylanlar pür dikkatti. Gasgavat çarşaflar ipte serilmiş kururken mandallar huzursuzdu. Coşkun akan ırmaklardaki kayaların arasından ok gibi fırlayan sazanlar yaklaşan kışı umursamıyordu. Ne zaman umursamışlardı ki?
Takke düştü, kel göründü ve Pan borusunu üfledi. O gavatsıl durugörü anı hiç yaşanmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder